Radyoaktif İyot (Atom) Tedavisi
Radyoaktif iyot (atom) nasıl bir tedavidir?
Ameliyatın tamamlayıcısıdır. Ameliyattan geride kalan tiroid dokusunun normal hücrelerini ve kanserli hücreleri yok eder. Tedavinin temel prensibi, tiroid bezinin hormon yapımında iyot kullanmasıdır. İyodun radyoaktif şekli hastaya verilince tiroid bezi bu iyodu da hormon yapımı için kullanır. Ancak radyoaktif iyodun yaydığı yüksek tahrip edici radyasyon (beta ışınları) ile bu iyodu yoğun olarak tutan kanser hücreleri ölürler.
Radyoaktif iyot hangi hastalara uygulanmalıdır?
Radyoaktif iyot tedavisinin gerekli olup olmadığına, planlama ve uygulamasına Nükleer Tıp uzmanları tarafından karar verilir. Genellikle geride kalan dokuda küçük kanserli odakların olma olasılığına karşın 1 cm üzerinde kanseri saptanan tüm hastalara radyoaktif iyot uygulanır. Bu işleme ablasyon veya yok etme adı verilir. Ancak kanser boyutu 1 cm altındaysa radyoaktif iyot uygulanması tartışmalıdır, nüks riskine göre değerlendirme yapılarak karar verilir. Radyoaktif iyot almış hastalar kan tetkikleri ve filmlerle daha kolay takip edilir ve nüksler kolay saptanır. Genel olarak nüksler boyun lenf bezlerinden olur, ortalama 5 hastadan birinde görülür. Nüks durumunda hastalık yaygınlık ve boyutlarına göre ameliyat veya radyoaktif iyot tekrar verilebilir.
Radyoaktif iyot uzak organlara yayılmış (metastatik) tiroid kanserinde de tedavi amaçlı olarak en iyi seçenektir. Farklı organlara yayılmış kanser hücrelerinde tutunarak onları yok edebilir. Özellikle akciğere yayılımların tedavisinde çok etkindir.
Radyoaktif iyot nasıl uygulanır?
Uygulaması kolaydır, sıvı şekilde veya bir adet kapsül şeklinde ağızdan verilir. Ancak hastanın genellikle 1-2 gün kadar duvarları kurşun zırhlı özel odalarda kalması gerekir. Bunun amacı hastanın kendisi için faydalı olan radyasyonu faydası olmayan çevresindeki diğer kişilere yaymasını engellemektir. Taburcu olduktan sonra da hastanın radyasyon yaymasını engellemek için verilen doza göre 10-20 gün süre ile bazı önlemler alınır.
Radyoaktif iyot tedavisi zararlı mıdır?
Uzun süredir bilinen ve başarı ile uygulanan bir tedavidir, 1940’lı yılların başında ABD’de uygulanmaya başlanmıştır, ülkemizde de 1950’li yıllardan beri başarı ile uygulanmaktadır. Radyoaktif iyot tedavisi gebelik ve emzirme dışında uygulanmasına engel bir durum yoktur. Uygulaması kolay, ucuz, etkin ve güvenilirliği kanıtlanmış bir yöntemdir. Ancak yine de radyasyonun bilinemeyen zararlı etkileri nedeni ile tedavi sonrası kısa süre önlemler alınarak çevreye yayılması engellenir. Tükrük bezlerinde iyot tutulumu olması nedeniyle hasar oluşabilir veya geçici olarak iltihaplanabilirler. Bununla birlikte alınacak önlemlerle kalıcı zarar oluşması engellenebilir.
İyi huylu tiroid nodüllerinde ne zaman tedavi gerekir?
İyi huylu olduğu saptanan nodül, eğer ultrason takibinde büyüme gösteriyor, hastayı kozmetik olarak rahatsız ediyorsa, nefes darlığına veya ağrıya yol açıyorsa ya da aşırı hormon salgılıyorsa tedavi edilir. Aşırı hormon salgılama (hipertroidi); çarpıntı, sinirlilik, el titremesi, uykusuzluk, terleme gibi şikayetlere neden olabilir. Tiroid nodülü hastada hiçbir şikayet yaratmıyorsa ve ultrason kontrollerinde büyümüyorsa tedavi gerekmez, sadece takip yeterlidir.
İyi huylu nodüllerde ameliyatsız tedaviler nelerdir?
İyi huylu tiroid nodüllerinde klasik tedavi ameliyattır. Ancak, ameliyata bağlı zorluklar, ses telleri zedelenmesi gibi olumsuz yan etkiler ve boyun gibi görünen bir bölgede kesi izi yaratması nedeniyle son yıllarda alternatif yöntemler geliştirilmiştir. Girişimsel radyolojik işlemlerle ablasyon (yok etme) tedavileri bu amaçla başarıyla uygulanmaktadır. Öncelikle aşırı hormon salgılayanlarda olmak üzere radyoaktif iyot tedavisi ise uzun yıllardır bilinen, etkinliği gösterilmiş, kolay bir yöntemdir.
Yeni girişimsel radyolojik tedaviler nelerdir?
Son on yılda gittikçe cerrahi tedavinin yerini alan bu yöntemlerin en çok bilinenleri alkolle, lazerle veya radyofrekans ile ablasyon (yok etme) tedavileridir. Her üç yöntem de, bölgesel uyuşturma ve ultrason rehberliğinde ciltten iğne ile girilerek uygulanır. Alkol ablasyonu için, ince bir iğneyle ultrasonda görerek nodül içine girilir ve değişik bölgelere az miktarda alkol verilir. İşlem belli aralıklarla birkaç kez tekrarlanarak nodülün küçülmesi sağlanır. Alkol ablasyonu, iç sıvı ile dolu nodüllerin (kistik) ameliyatsız tedavisinde en çok tercih edilen yöntemdir. Ayrıca, diğer yöntemlere göre daha ucuz olması ve çok ince bir iğne ile yapılabilmesi nedeniyle solid nodüllerde de hala kullanılmaktadır. Tiroiddeki solid olmayan nodüllerde, günümüzde daha çok lazer ve radyofrekans gibi yakma (termal ablasyon) yöntemleri tercih edilmektedir. Her iki yöntemde de, ultrasonla görerek nodül içine özel iğnelerle girilir ve doku lazer ya da radyofrekans yöntemiyle ısıtılarak tahrip edilir. Tahrip olan nodül canlılığını kaybeder ve gittikçe küçülür. Küçük nodüllerde tek seans genellikle yeterlidir, büyüklerde ise yeterli küçülme için birkaç kez tedavi gerekebilir.
Bu tedavilerin avantajları nelerdir?
Lokal uyuşturma (anestezi) altında yapılırlar, ağrı yoktur. Ciltte kesi ve dikiş izi oluşmaz. Hastanede yatmak gerekmez. Komplikasyon oranı cerrahiye göre düşüktür. Tedaviden sonra tiroid bezinin çalışmasında bozulma ve hormon düzeyinde azalma (hipotiroidi) oluşmaz. Bu tedaviler için ideal olgular tek ya da birkaç büyük tiroid nodülü olan hastalardır. Nodül sayısı arttıkça yöntemin başarısı azalır.
Çok sayıda nodülü olanlarda ameliyat dışı tedaviler var mıdır?
Çok sayıda nodülü olan guatr hastalarında ilaç tedavisi başarılı olmaz ya da tercih edilmezse genellikle ameliyat uygulanmaktadır. Ancak bu tür hastalarda ameliyata göre daha kolay ve daha az riskli yöntemler de mevcuttur. Bunların içinde en çok bilineni radyoaktif iyot tedavisidir. Multinodüler guatr hastalarında uygulanan bir diğer alternatif yöntem de embolizasyondur (damar tıkama). Embolizasyonda, kasık atardamarından girilerek anjiyo yöntemiyle tiroid bezini besleyen damarlar bulunur ve bu damarların bir kısmı tıkanır. Bunun sonucunda, tiroid bezi küçülür ve büyümüş olan tiroid bezinin neden olduğu bası bulguları kaybolur. Yapılan çalışmalarda, embolizasyondan 1 yıl sonra tiroid hacminin yaklaşık %50 oranında azaldığı gösterilmiştir. Yöntem, hipertiroidi olan hastalarda da kullanılmış ve yaklaşık %70 oranında başarı sağlamıştır. Embolizasyon yönteminin en önemli avantajları ciddi bir yan etkisinin olmaması ve tiroid bezi tamamen tahrip edilmediğinden tedaviden sonra hastada hipotiroidi gelişmemesidir.
Radyoaktif iyot iyi huylu guatrda kullanılır mı?
Hipertiroidisi veya büyük guatrı olan hastalar uygun kriterler ve doz seçimi sonrasında ağız yolu ile alınan tek bir radyoaktif kapsül ile tedavi edilebilir. Hastanın hastanede yatması gerekmez, tedavi düşük dozlarda ve ayaktan uygulanır. Ancak tedavi sonrası etrafa gereksiz radyasyon yaymamak için alınması gereken önlemler vardır. Bazen ikinci veya üçüncü dozu uygulamak gerekebilir. Tedavi etkisi genellikle 1.5 aydan sonra başlar, 3 ayda tam etki oluşur, bu nedenle ek olarak bu süre içinde hastalara geçici olarak ilaç tedavisi de verilir. Bu süre içerisinde hasta aralıklı kan tetkikleri ile takip edilir. Tedavi sonrası kalıcı hasar nedeniyle bezin salgıladığı hormonların yerine konulması gerekebilir. Hangi tedavi veya tedavilerin uygulanacağına hastaya göre karar verilir.
Boyunda orta hattında şişlik şeklinde ortaya çıkar
Tiroid bezinin salgıladığı hormonlar T3 T4 beyinden hipofiz bezinden salgılanan TSH hormonu ile kontrol edilir. Hormonlar hücrelerimizin çalışmasını düzenler.
Tüm kanserlerin % 1.4'ünü oluşturur. Kanserden ölümlerin % 0.2 dir. Farklı tipleri vardır: 1. Diferansiye tiroid kanserleri (% 90) %85 Papiller %10 Foliküler %3 Hurthle hücreli 2. Undiferansiye kanserler % 10 3. Medüller tiroid kanseri %5-10 4. Anaplastik kanser %1
Tedavinin temel prensibi nedir? Tedavinin temel prensibi, tiroid bezinin hormon yapımında iyot kullanmasıdır. İyodun radyoaktif formu hastaya verilirse tiroid bezi bu iyodu da hormon yapımı için kullanır. Ancak radyoaktif iyodun yaydığı yüksek tahrip edici beta ışınları ile iyodu yoğun olarak tutan hücreler kalıcı hasar görür. Aşırı hormon salgılayan veya kontrolsüz çoğalan bu hücrelerin ortadan kalkması ile tedavi gerçekleşir.
Tiroid hastalıkları tanısında ultrasonografi, sintigrafi ve kan hormon düzeylerinin değerlendirilmesi gibi çeşitli yöntemler kullanılır.
Tiroid hastalıkları tanısında en önemli görüntüleme yöntemidir
Hangi Hastalıklarda Uygulanır? Radyoaktif iyot (atom) öncelikle tiroid kanseri ve hipertiroidizmde (zehirli guatr) olmak üzere tiroid hastalıklarında kullanılır. Tiroid kanserinde ilk tedavi ameliyatla tüm tiroid dokusunun çıkarılmasıdır (total tirodektomi). Ameliyat sonrası geri kalan gözle görülebilen veya görülemeyen dokular radyoaktif iyot ile tahrip edilerek kanser tedavisi tamamlanır.
Sintigrafi ile tiroid bezinin
Tek bir kapsülle hastalık tedavi edilebilir.
Tedavi Öncesi Bilinmesi Gerekenler
Tedavinin önemli bir yan etkisi yoktur. Görülebilecek başlıca yan etkiler söyle sıralanabilir:
Hipertirodizim tedavisi amacıyla verildiğinde nadir olarak tedaviden yaklaşık 1 hafta sonra depo halindeki hormonların kana karışması sonucu geçici olarak çarpıntı ve titreme olabilir.
Tedavi sonrası ilk gün içinde mide şikayetleriniz olabilir (bulantı, kusma gibi).
Tedavinin ilk haftasında boynun ön bölümünde geçici olarak ağrı, hassasiyet, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü gibi şikayetler görülebilir.
Radyoaktif iyot tükrük bezlerinde de normal olarak tutulur. Bu nedenle radyasyona bağlı hasar gelişebilir. Tükrük bezlerinde ağrı ve şişme, ağız ve göz kuruluğu, ağız tat bozukluğu gelişebilir. Tedavi sonrası ilk haftada yeterli sıvı alımı ve limon gibi tükrük salgısını arttıran gıdalar alınması, masaj yapılması bu yan etki olasığını azaltacaktır. Tedavi sonrası 6-8 ay sonraya kadar bu yan etki görülebilir.
Tedavi öncesi tiroid hormon tedavisi en az 3 hafta kesilir. Bu süre içerisinde hipotiroidizm yakınmaları oluşabilir. Halsizlik, kilo alma, dalgınlık en sık görülen belirtilerdir.
Radyoiyot kansere ve size verilen dozlarda kısırlığa yol açmaz.
Radyoaktif maddelerin büyük bir kısmı dışkı ve idrarla, bir kısmı da tükürük ve ter gibi vücut sıvılarıyla vücudunuzdan atılır. Ayrıca radyoaktif madde miktarı radyoaktif bozunum süresince vücudunuzda kalacak ve çevrenizde bulunanlar radyasyona maruz kalacaktır. Size akrabalarınızı, yakınlarınızı, arkadaşlarınızı, iş arkadaşlarınızı ve diğer kişileri korumak sizin sorumluluğunuzdadır.
Tedavinizden sonra diğer insanların gereksiz ışınlanma olasılığını önlemek için üç temel kural vardır:
Mesafe: Radyasyon uzaklıkla azalır.
Zaman: Çevrenizdekilerin radyasyona maruz kalma süresi azaltılmalıdır.
Temizlik: Temizlik kurallarına uyulması çevreye bulaşma olasılığını azaltır.
Radyasyonun önüne engel koyma üç temel prensipten biridir.
Radyasyonlu ortamdan mümkün olduğunca uzak mesafede durulmalıdır
Radyasyonlu ortamda mümkün olduğunca kısa kalınmalıdır